Miras bırakanın üzerinde tasarrufta bulunabileceği kısmı aşarak saklı pay sahibi olan mirasçılarının miras payına yapmış olduğu müdahalenin önlemesi için açılan dava tenkis davası olarak nitelendirilebilir. Bu dava ile miras bırakanın yapmış olduğu tasarruflar kanunen üzerinde tasarrufta bulunabileceği sınırlara çekilir. Murisin bazı mirasçılarından mal kaçırmasını önlemek için etkili bir dava türüdür.
Söz konusu dava miras bırakanın ölmesi ve terekenin açılması ile açılabilecek olan bir davadır. Muris hayatta iken açılamaz.
Kanunen bazı mirasçıların miras payları, miras bırakanın yaptığı tasarruflara karşı korunur. Miras bırakanın belirli oranlarda korunan mirasçılardır. Miras bırakanın hiçbir şekilde üzerinde tasarrufta bulunamadığı miras payına ‘saklı pay’ adı verilir. Türk Medeni Kanunu saklı paylı mirasçıları sınırlı sayıda saymıştır. Bunlar miras bırakanın altsoyu (çocukları, torunları, onların çocukları ve evlat edinilenler), miras bırakanın anne ve babası ile miras bırakanın eşidir. 2007 yılında yapılan değişiklik ile kardeşler saklı paylı mirasçılıktan çıkarılmıştır.
Bahsedilen saklı pay belirli bir oranı ifade etmektedir. Saklı paylar ise yasal miras payı üzerinden hesaplanmaktadır.
-Altsoyun saklı payı; yasal miras payının 1/2’si
-Anne/Baba’nın saklı payı; yasal miras payının 1/4’ü
-Sağ Kalan Eş’in saklı payı; Sağ kalan eş altsoy ile birlikte veya ana-baba ile birlikte mirasçı olması durumunda yasal miras payının tamamı; tek başına veya 3. Zümre ile birlikte mirasçı ise burada da yasal miras payının 3/4’ü saklı pay olarak kabul edilmiştir.
Ancak, 1.1.2002 tarihinden önce gerçekleşen ölümlerde miras paylarının ve saklı payların belirlenmesinde eski sisteme göre paylaştırma ve saklı paylar hesaplanır. Bu tarihten önceki sistemde bu oranlar farklıdır. Bu tarihte önemli olan miras bırakanın ölüm tarihidir. Bu tarihlerden önce tasarrufta bulunulmuş ancak ölüm gerçekleşmemişse eski kanun hükümleri uygulanamayacaktır.
Miras bırakanın tasarruf oranı da tüm terekeden saklı payın toplamının çıkarılması ile elde edilen orandır. Bunun için de net tereke miktarı hesaplanmalıdır. Bilirkişiler vasıtasıyla hesaplanan net tereke miktarı ise aktiflerin pasiflerden çıkarılması ile elde edilir. Aktifler miras bırakanın ölüm anında bırakmış olduğu mal varlığı ile iade yahut tenkise tabi olan kazandırmaları, pasifleri ise miras bırakanın borçları, miras bırakan ile bir arada yaşayan kişilerin üç aylık geçim giderleri, terekeyi mühürleme ve defter tutma masrafları, cenaze masrafları gibi giderler oluşturur.
Murisin ölüme bağlı tasarruflar ile yahut sağlararası kazandırma yolu ile tasarrufta bulanabileceği kısım üzerinde gerçekleştirdiği ihlalin ortadan kaldırılması ile tenkis gerçekleştirilir. Tenkis ile mirasçılar saklı payı aşmış olan ve henüz ifa edilmemiş olan miras payını ödemekten kurutulur, ifa edilmiş olması halinde ise aşan kısım oranında geri iade edilmesini isteme hakkına sahip olurlar.
Tenkis davasını ancak saklı pay sahipleri tarafından açılabilmekte olup, miras ortaklığına atanan temsilci yahut vasiyeti yerine getirme görevlisi tarafından açılamaz. Her saklı pay sahibi kendi saklı payı bakımından tenkis davası açabilir ve bu davadan tenkis talebinde bulunmayan diğer mirasçılar yararlanamazlar. Tenkis davasında davalı taraf ise; miras bırakanın tasarruf oranını aşarak saklı paylara tecavüz ederek ve kanunen tenkise tabi tutulan kazandırmaların yapıldığı kişilerdir.
Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarına tecavüzü öğrendikleri andan itibaren 1 yıldır. Vasiyetnameler hakkında açılacak davalar vasiyetnamenin açıldığı tarihten ve diğer tasarruflar hakkında mirasın açılmasından itibaren 10 yıl geçmekle düşer. Tabi olunan bu 1 ve 10 yıllık süreler hak düşürücü sürelerdir. Tenkis davasında görevli mahkemeler Asliye Hukuk Mahkemeleridir.