T.C.
YARGITAY
13.HUKUK DAİRESİ
E: 2005/7657
K: 2005/14441
K.T.: 03.10.2005
ÖZET: Davacı, muvazaalı olarak düzenlendiğini iddia ettiği ikinci kira sözleşmesinin iptalini istemiştir. Hemen belirtmek gerekir ki davacı kendi muavazasına dayanamaz. Davalının resmi işlemlerde kullanacağına dair davacı iddiası ise özünde kanuna karşı hile iddiası mahiyetinde olup kanuna karşı hile durumunun meydana gelmesine kendi kusuru ile sebep olan tarafında bunun sonuçlarına katlanması zorunludur
DAVA : Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, kendisine ait mecuru 1.10.2001 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile aylık 500.000.000 TL.na davalıya kiraladığını, kira sözleşmesi yapılırken davalının resmi işlemler için gerekli olduğunu söyleyerek 3 tane kontrat imzalattığını, davalının daha sonra 3. kontratı istediği gibi doldurduğunu, ödenmeyen ayların kira parası için davalı aleyhine icra takibi yaptığında davalının aylık 125.000.000 TL bedelli kira sözleşmesini ileri sürerek itiraz ettiğini belirterek 25.2.2002 tarihli kira sözleşmesinin iptalini istemiştir.
Davalı, hata hile ve gabin olmadığını, önce imzalanan aylık 500.000.000 TL. kira bedelli sözleşmenin binanın birçok masrafı gerektirmesi ve kiradan düşülmesi gerekmesi nedeniyle aylık 125.000.000 Tl. bedelli ikinci kira sözleşmesinin düzenlendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, dava konusu edilen ve iptali istenen kira sözleşmesinin davalının stopaj vergisini düşük ödemek amacıyla ve vergi dairesine ibraz edilmek için düzenlendiği 2. kira sözleşmesinin tarafların gerçek iradesini yansıtmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, bu davada muvazaalı olarak düzenlendiğini iddia ettiği ikinci kira sözleşmesinin iptalini istemiştir. Hemen belirtmek gerekir ki davacı kendi muavazasına dayanamaz. Davalının resmi işlemlerde kullanacağına dair davacı iddiası ise özünde kanuna karşı hile iddiası mahiyetinde olup kanuna karşı hile durumunun meydana gelmesine kendi kusuru ile sebep olan tarafında bunun sonuçlarına katlanması zorunludur.
Öte yandan mahkeme kabulünün aksine, taraflar arasında düzenlenen ve iptali istenen 25.2.2002 tarihli kira sözleşmesinde ” taraflar arasında daha önce düzenlenen mukaveleyi karşılıklı olarak feshetmişlerdi” ibaresi bulunup bu hüküm tarafları bağlar, Açıklanan bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı iddiasının ispatlandığı hususunun kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır. Mahkemece değinilen bu hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
