T.C YARGITAY 5. Ceza Dairesi Esas: 2015 / 10180 Karar: 2019 / 5295
Karar Tarihi: 14.05.2019
ÖZET: Anayasa Mahkemesinin … iptal Kararının Resmi Gazete’ nin .. sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK’ nın … maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiştir.
(5237 S. K. m. 50, 51, 53, 62) (AY. MAH. 08.10.2015 T. 2014/140 E. 2015/85 K.)
DAVA: Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
…. kayıtlı avukat olan sanığın, katılanlar … ve …. Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin borçlu olarak gözüktüğü senetlere ilişkin olarak menfi tespit davaları açmak üzere vekilliklerini üstlendiği ve 2008 yılının Mayıs ayından 2009 yılının Mart ayına kadar Bakırköy Asliye Hukuk mahkemelerine menfi tespit davası açtığı, dava açtığı bu tarihler arasında katılandan açılan bu davalara ilişkin teminat olarak mahkeme veznesine yatırmak üzere 45.000 TL aldığı halde, bu paranın sadece 4.500 TL’sini kullanması sonucu kalan 40.500 TL’yi iade etmeyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen somut olayda; sanığın, dosya kapsamına göre tahsil ettiği bir para bulunmadığı ve katılan tarafından kendisine verildiği söylenen parayı teminat olarak mahkeme veznesine yatırmayıp katılana iade etmemek şeklindeki eylemlerinin sübutu halinde görevi kötüye kullanma suçunu oluşturabileceği, sanığın katılandan sadece 4.500 TL aldığını ve bunu da mahkemesine yatırdığını, katılanın vekili olarak takip ettiği diğer icra ve dava dosyalarındaki vekalet ücreti alacaklarının aldığı iddia edilen tutardan daha fazla olduğunu, katılanın kendisine hiçbir şekilde 45.000 TL teminat bedeli vermediğini ve ayrıca kendisini ibra ettiğini savunmasına karşın, tanık …. ‘nin katılanın 45.000 TL tutarındaki teminat bedelini 10 ay boyunca her ay yazıhaneye gelerek 4.500 TL’yi elden vermek suretiyle ödediğini beyan etmesi karşısında, sanığın savunmasında belirttiği icra ve dava dosyalarının araştırılıp varsa onaylı örneklerinin getirilmesinden ve gerektiğinde dosyanın kül halinde bilirkişiye tevdi edilerek sanığın mevcut olduğu takdirde hak ettiği vekalet ücreti alacağına ilişkin olarak rapor aldırılmasından sonra sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Hiçbir gerekçe gösterilmeksizin TCK’ nın 50, 51 ve 62. maddelerinin sanık hakkında uygulanmaması,
Yüklenen suçun TCK’ nın 53/1-e maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi nedeniyle aynı Yasanın 53/5. maddesi gereğince, ayrıca, bu fıkradaki hak ve yetkilerin kullanılmasının yasaklanması gerektiği nazara alınmadan, yazılı şekilde sanığın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına karar verilmesi,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı iptal Kararının Resmi Gazete’ nin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK’ nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’ nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA, 14.05.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.