Kişinin işlediği suç ile bağlantılı olarak kullandığı ve faydalandığı eşyalara yetkili mahkeme kararı ile devletin el koyması müsadere olarak tanımlanabilir. El konulan eşyalar ve kazançlar devletin mülkiyetine geçer. Eşya müsaderesi ve kazanç müsaderesi olmak üzere ikiye ayrılır.
Eşya müsaderesi, suç işlerken kullanılan eşya üzerinde gerçekleştirilir. Bizzat o suçta kullanıldığının ispatlanması gerekmektedir. Ancak iyi niyetli üçüncü kişiye ait bir eşyanın suçta kullanılması durumunda müsadere yapılamaz. Kural olarak suç ile ilgisi olan eşya kime ait olursa olsun müsadere edilir. Ancak, iyi niyetli üçüncü kişiye ait eşya suçta kullanılsa bile müsadere edilemez. Üçüncü kişi kendisine ait eşya suçta kullanıldığını bilmiyorsa iyi niyetli kabul edilir. Üçüncü kişi, kendisine ait eşyanın suçta kullanıldığını bilmesine rağmen görmezden geliyor veya menfaat elde etmeye çalışıyorsa iyi niyetli olmadığı için müsadere hükümleri uygulanır.
Kazanç müsaderesi ise işlenen suçta elde edilen menfaat sağlama durumunda ortaya çıkmaktadır. Kazanç müsaderesine konu olabilecek belli başlı suçlar; kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırma, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma ve dolandırıcılık olarak sayılabilir. Bu suçlar bakımından suç neticesinde elde edilen maddi menfaat kazanç müsaderesi ile devlete intikal eder.
Kazanç müsaderesi konusu olacak eşya üçüncü bir kişiye devredilmiş olabilir. Üçüncü kişi, suç ile ilgisi bulunan eşyayı mülkiyetine geçirirken iyi niyetli ise üçüncü kişinin mülkiyetindeki eşya müsadere edilemez. Ancak, Medeni Kanun hükümleri gereği iyi niyetli olmadığı anlaşıldığında eşyanın müsaderesine karar verilmelidir.
Müsadere tedbirinde orantılılık ilkesi oldukça önemlidir. Suçta kullanılan eşyanın işlenen suçun vasıf ve niteliklerine kıyaslandığında daha ağır sonuçlar doğuruyorsa suç konusu eşyanın müsaderesine hükmedilmesi kanuna açıkça aykırılık teşkil eder.