Ceza hukukunda hata kavramı cezai sorumluluğu ortadan kaldıran yahut azaltan nedenler arasındadır.
5237 sayılı TCK madde 30 : ‘Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hali saklıdır.
Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hallerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır.
Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır.
İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz.’
Hata hükümlerinin uygulama alanı bulabilmesi için fiil muhakkak kast ile işlenmiş olmalıdır. Olası kast yahut taksirle işlenen suçlarda hata mümkün değildir.
Ceza Kanununa göre adi hatada sanığın basit bir şekilde hataya düşmesi yeterlidir. Basit hata iki şekilde mümkündür:
TCK 30. Maddenin ilk fıkrasında yer alan hata türü suçun maddi unsurlarında hataya düşülmesi halidir. Bu hata failin subjektif durumuna ve kendi algısına ilişkin bir durum olması sebebiyle mahkeme tarafından kendiliğinden araştırılmaz. Ancak sanığın kendisinin yargılamada ileri sürmesi gerekmektedir. Örneğin mağdurun 18 yaşından büyük olduğunu düşünerek mağdur ile cinsel ilişkiye girerek reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu işleyen fail burada mağdurun yaşı konusunda hataya düştüğünü yargılama esnasında ileri sürmedikçe mahkeme bu hususu resen araştırmaz. Suçun maddi unsurlarında hataya düşen kimse kasten hareket etmiş sayılmaz ancak fiili taksirle işlendiğinde cezalandırılabiliyorsa, taksirli fiilden dolayı sorumluluğu devam eder.
TCK 30. Maddenin ikinci fıkrasında yer alan suçun nitelikli hallerinde hata ise; suçun temel şeklindeki maddi unsurlarda hataya düşmeyip nitelikli hallerinde hataya düşmesi halidir. Bu durumda hataya düştüğü nitelikli hallerde kastı bulunmadığı için sorumlu tutulamaz. Yalnızca temel şeklinden cezalandırılır. Suçun nitelikli halleri, suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren tüm biçimleridir.
TCK 30. Maddenin üçüncü fıkrasında yer alan kaçınılmaz hata kavramı ise ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda kaçınılmaz hata halidir. Örneğin hukuka uygunluk hallerinden meşru savunma ve zorunluluk hali yahut kusurluluğu etkileyen hallerden akıl hastalığı hususunda hataya düşen kimse bu hatasından yararlanır. Ancak bu hatanın kaçınılmaz olması gerekmektedir. Yani failin daha dikkatli ve özenli davranması halinde bu hatasından kaçınma durumu mümkün ise artık bu hatasından yararlanamaz.
Son olarak TCK 30 Maddenin dördüncü fıkrasında işlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz hata haline yer verilmiştir. Buna göre; fail, işlediği fiilin hukuka uygun olduğu ve haksızlık meydana getirmediği kanaatiyle hareket ederse ve failin bu hatası kaçınılmaz nitelikte ise artık cezalandırılmayacaktır. Hatanın kaçınılmaz olup olmadığı, failin bilgisi, eğitimi, içinde bulunduğu sosyal ve kültürel koşullar dikkate alınarak tespit edilecektir.