Evlilik birliğinin kurulması sırasında yahut devamı sürecinde eşler arasında mal rejimine ilişkin herhangi bir sözleşme yapılmamışsa, hukuken edinilmiş mallara katılma rejiminin seçildiği kabul edilir. Buna göre eşler evlilik birliği süresince edindikleri malları rejimin sona erme anında eşit oranda paylaşmaktadırlar. Mal rejimi ölüm, boşanma, gaiplik gibi sebeplerle yahut farklı bir mal rejimi seçimine gidilmesi gibi durumlarda sona erer.
Türk Medeni Kanunu 219. Maddesine göre; ‘Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir.’ Maddenin devamında ise edinilmiş mallar tahdidi olarak sayılmıştır. Bunlar;
- Çalışmasının karşılığı olan edinimler,
- Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
- Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
- Kişisel mallarının gelirleri,
- Edinilmiş malların yerine geçen değerler.
Edinilmiş mallara katılma rejimi, evlilik birliği süresince eşlerden her birinin edinilmiş malları üzerinde diğer eşin katılma payı oranında katkısı olduğu fikrine dayanmaktadır. Mülkiyet tek bir eşe aitmiş gibi görünse bile mal rejimi sona erdiğinde diğer eşin o mal üzerinde alacak hakkı doğmaktadır.
Öncelikle edinilmiş malların tespiti ardından ise katılma alacağı değeri tespit edilmelidir. Mal rejimi sona erdiği anda edinilmiş mallar ile kişisel mallar arasında denkleştirme yapılmalı, borçlar çıkarılmalı eklenecek ilave değerler eklenmeli ve elde edilen değerin parasal büyüklüğü tespit edilmelidir. Elde edilen bu değer artık değer olarak isimlendirilir ve bu değer üzerinde taraflar arasında anlaşılan başkaca bir oran bulunmuyorsa iki tarafın da yarı yarıya hakkı bulunmaktadır ve bu alacak ise katılma alacağı olarak adlandırılır. Bahsedilen artık değer bazı durumlarda azaltılabilir yahut arttırılabilir. Bu haller birisi TMK 236/2 maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.
Mal rejiminin tasfiyesinde alacaklı olan taraf, katılma alacağının sadece nakden ödenmesini talep edebilir.
Katılma alacağı, alacak hakkı niteliğini haiz olduğu için, kesinleştiği andan itibaren, başkasına devredilebilir, alacağın temlikine konu edilebilir ve mirasçılara geçebilir.