T.C YARGITAY
6.Ceza Dairesi
Esas: 2016/ 15
Karar: 2018 / 7434
Karar Tarihi: 22.11.2018
ÖZET: Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin kararı ile TCK’nin maddesinde yazılı, “Seçme, ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptal edilmiş olması nedeniyle karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, bozmayı gerektirmiştir.
(5237 S. K. m. 53, 86, 150) (ANY. MAH. 08.10.2015 T. 2014/140 E. 2015/85 K.)
Dava: Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
… Cumhuriyet Başsavcılığının 27/04/2011 gün ve 2011/1583 nolu iddianamesi ile sanık … hakında mağdurlar … ve …’a karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, mala zarar verme ve kasten yaralama suçlarından usulüne uygun açılmış bir dava ve kurulmuş bir hüküm olmadığının anlaşılması karşısında; Cumhuriyet savcısının bu yöndeki temyiz itirazlarının REDDİNE,
1– Sanık … hakkında müştekilerden …’e karşı yağma, …’a karşı mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere karşı yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Anayasa Mahkemesinin, TCK’nin 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24/11/2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilerek yapılan incelemede, dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanık … savunmanı ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,
2– Sanık … hakkında mağdur …’a karşı yaralama ve hukuki bir alacağın tahsili amacıyla tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan mahkumiyet ile yağma suçundan kurulan beraat hükmüne karşı yapılan temyiz itirazlarının incelenmesine gelince de;
a) Sanık … ile katılan … arasında önceye dayalı ticari ilişki olup alacağını katılandan tahsil etmek isteyen sanık …’in daha önce kendi işyerinde 8-9 ay çalışıp ayrılan eski çalışanı sanık …’ı işyerine çağırıp başta … olmak üzere bir kısım kişilerden alacağı olduğunu bu alacağını tahsil etmesine yardımcı olmasını ve katılan …’ı işyerine getirmesini isteyip sanık …’ı yönlendirmesi ile sanık …’ın saat 12.00 sıralarında İkitelli Keresteciler Sitesinde ….. isimli firmada mobilya aksesuarı almaya giden mağdurlar … ile …’ın yanına elinde bir demir … olduğu halde gittiği, burada sanık …’ın çevredeki esnafa “…’ın kim olduğunu” sorduğu, katılan …’ın “Benim” demesi üzerine, sanık …’ın sanık …’in ortağı gibi kendisini tanıtıp …’a 100.000 TL borcunu ödemesini, elinde çekler olduğunu söyleyip mağdur …’nin aracına her iki mağduru zorla bindirip sanık …’e ait … isimli işyerine götürüp, elindeki demir çubukla mağdurları darp ettiği, aynı zemin ve zaman diliminde ofiste bulunan sanık …’in katılan …’a 100.000.00 TL ödemesini “Eğer bu parayı ödemezsen bu iş kan davasına döner, ailenin, anne-babanın yaşadığı yerleri biliyorum, gerekirse onlara da giderim, bizden bir kişi sizi vurur, sizden bir kişi bizi vurur” şeklinde tehdit içerikli sözlerle belirttikten sonra mağdurların serbest bırakıldığı olayda; sanık …’ın eylemlerinin her iki mağdura karşı ayrı ayrı birden fazla kişiyle silahla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve mağdur …’ye karşı ise bir bütün halinde yağmaya kalkışma suçlarını oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşerek sanık …’ın hakkında mağdur …’ ye karşı 5237 sayılı TCK’nin 86/2, 150/1 delaletiyle 106/1 maddeleri ile mahkumiyet ve hürriyeti tahdit suçundan beraat; mağdur …’a karşı TCK’nin 109/2, 109/3-a-c maddeleri yerine yalnızca aynı kanunun 109/2 maddesi uyarınca yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde kurulması,
b) Sanık … hakkında 27/04/2011 gün 2011/1583 nolu iddianame ile mağdur …’a karşı yağmaya kalkışma suçundan açılan kamu davasında, yağmaya kalkışma suçudan beraat, kasten yaralama suçundan mahkumiyet kararı verilerek kendi içinde çelişkiye düşülüp, duraksamalara neden olacak iki kesin sonuç doğuran uygulamalara yer verilmesi;
Kabule göre de; Mağdur …’e olay sonrası alınan doktor raporunda darp cebir izinden bahsedilmediği, sanık …’ın ise 27/07/2011 günlü oturumda elindeki demir sopa ile mağduru dövdüğünü beyan ettiği dikkate alındığında; mağdur …’ın açık adresi tespit edilip mahkeme huzurunda olayla ilgili beyanı alınıp ortaya çıkan duraksama halinin ortadan kaldırılmasından sonra sonucuna göre sanık …’ın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile yetinilerek yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
c) 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 gün, 2014/140- 2015/185 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK’nin 53/1-b maddesinde yazılı, “Seçme, ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptal edilmiş olması nedeniyle karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … savunmanı ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, sanık …’ın mağdur …’a karşı yağmaya kalkışma eylemi yönünden CMUK’un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkının korunmasına, 22/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.