T.C YARGITAY 5. Ceza Dairesi Esas: 2010 / 3178 Karar: 2012 / 10542
Karar Tarihi: 30.10.2012
ÖZET: Sanığın yatırdığı güvence parası hakkında karar tarihinde yürürlükte bulunan CMK’nın 115/3 ve 113/1-b maddeleri gereğince kullanılması ve fazlasının sanığa geri verilmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirmiştir.
(5271 S. K. m. 113, 115) (5237 S. K. m. 53)
Dava ve Karar: Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Suçun 5237 sayılı TCK’ nın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesine rağmen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Suç tarihinde K. Belediye Başkanlığında tahsildar olarak çalışan sanığın aşamalarda alınan savunmalarında, atılı suçu işlemediğini ve K. Türkmen Şenlikleri için gönderilen parada meydana gelen açığın da bazı harcamaların faturası sonradan alınmak üzere yapılmış olmasından kaynaklandığını beyan etmiş olması, bazı belediye harcamaları ile K. Türkmen Şenlikleri sırasında yapılan harcamalara ilişkin olarak dinlenen bazı tanıkların ifadelerinde sanığın savunmasını destekler mahiyette faturasız olarak verildiği anlaşılan paraları aldıkları yönünde beyanda bulunmuş olmaları, yine sanığın savunmasında belirttiği bir kısım tanıkların dinlenmemiş olması, ayrıca 17.09.2008 tarihli bilirkişi raporunda kasa açığı şeklinde oluşan zimmet iddiası ile ilgili olarak sanığın savunmasında belirttiği şekilde, faturasız olarak mal veya hizmet alımı yapıldığı anlaşılan bazı tanıkların bu yöndeki ifadelerine itibar edilerek, sanığın zimmetinde para bulunmadığı; ancak, harcamaların usulüne uygun yapılmayıp, düzenli kayıtların tutulmaması nedeniyle eylemin görevi ihmal suçu olacağı kabul edildiği halde, bazı tanık beyanlarından K. Türkmen Şenliklerinde de benzer şekilde harcama yapıldığının anlaşılmasına rağmen, sanığın adı geçen şenliklerde yaptığı harici harcamalarla ilgili olarak belge ibraz etmesi gerektiği ve ibraz edememesi halinde de 1.507,96 lira paranın zimmetinde olacağının kabul edilmiş ve dolayısıyla raporun bu yön itibariyle çelişkili olması karşısında, öncelikle K. Türkmen Şenlikleri sırasında harici ödeme yapıldığı konusunda sanığın 21.02.2008 havale tarihli savunmasında belirttiği ve henüz dinlenmediği anlaşılan; M. K., A. G., R. T., T. B. ve G. M.´in sanığın savunmasıyla ilgili olarak tanık olarak dinlenmeleri, daha önceden tanık sıfatıyla dinlenen Y. B.’un ifadesinde, belediye adının söylenmesi halinde olayı hatırlayabileceğini söylemiş olması nedeniyle, belediyenin ismi söylenip, iddia konusu da belirtilmek suretiyle, adı geçenin yeniden tanık sıfatıyla dinlenmesi, ardından emanetteki tüm belgelerle birlikte dava dosyasının kül halinde konunun uzmanı olan Emekli Sayıştay Uzman Denetçilerinden oluşan yeni bir bilirkişi kuruluna tevdi edilerek; tüm iddia, savunma, tanık beyanları ve kanıtlar birlikte değerlendirilerek, sanığın çalıştığı belediyenin suça konu tüm gelirleri ile giderlerinin ne kadar olduğunun belirlenip karşılaştırılması; buna göre, sanığın sorumluluğunu irdeler ve yukarıda belirtilen bilirkişi raporundaki çelişkiyi de giderir şekilde, sanığın zimmetinde para bulunup bulunmadığı ve varsa miktarının ne olduğu konusunda rapor alınması ve bundan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik soruşturma ile hüküm kurulması,
Kabule göre de;
TCK’nın 53/3. maddesine göre 53/1-c maddesinde yer alan kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun koşullu salıverme tarihine kadar, 53/1. maddesinde yazılı diğer hak yoksunluklarının ise, 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, altsoy ayrımı yapılmaksızın TCK’nın 53/1-c bendinde düzenlenen haklardan sanığın koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi,
Sanığın yatırdığı güvence parası hakkında karar tarihinde yürürlükte bulunan CMK’nın 115/3 ve 113/1-b maddeleri gereğince kullanılması ve fazlasının sanığa geri verilmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Sonuç: Kanuna aykırı ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 30.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.