Kural olarak mahkeme ilamlarının icraya konulabilmesi için kesinleşmeleri şart koşulmamıştır. Ancak bazı istinai hallerde kesinleşme şartı aranmaktadır. Yani ilk derece mahkemesince verilen bir hükmün kanun yolu denetiminden geçmesi yahut kanun yolları için öngörülen süreler içerisinde başvurulmaması dolayısıyla kararın kesinleşmesi gerekmektedir.
Kesinleşmeden icraya konulamayan ilamlardaki yargılama giderleri, tazminat, faiz gibi eklentiler de, hüküm kesinleşmeden icra takibine konu olamaz. Takip tarihinde kesinleşmiş olması beklenen karar için, takip açıldıktan sonra kesinleşmesinin beklenmesi mümkün değildir. Kesinleşmemiş bir ilam için başlatılan takibin şikayet yolu ile iptali sağlanabilir.
İcra Takibi İçin Kesinleşme Şartı Öngörülen Kararlar;
1-Gayrimenkulün aynına ilişkin ilamlar
2-Aile ve kişiler hukukuna ilişkin ilamlar,
3-Yabancı mahkeme veya hakem kararlarının tenfizine ilişkin verilen ilamlar,
4-Menfi tespit veya istirdat (geri alım) davalarında verilen ilamlar,
5-Sayıştay ilamları,
6-İstihkak davasının kabulüne ilişkin karardaki yargılama gideri
7-Bayrağına ve sicil kaydı olup olmadığına bakılmaksızın bütün gemilere ve bunlarla ilgili ayni haklara ilişkin ilamlar şeklinde sıralayabiliriz.
Gayrimenkulün aynına ilişkin ilamlarda, ilamın eki niteliğinde yer alan hükümler de kesinleşmeden icraya konulamaz. Tapu iptali ve tescil davasında, hükmün tapu iptali kısmının kesinleşmesi beklenip, eklenti niteliğinde olan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin icraya konulması mümkün değildir. Kira tespit davaları ile verilen hüküm, gayrimenkulün aynına ilişkin değil ise de, Yargıtay’a göre kesinleşmeden icraya konulamayacak ilamlardandır. Aile ve kişiler hukukuna ilişkin hükümler, kesinleşmeden icra takibinin konusunu oluşturamaz.
Boşanma sonucunda verilen maddi ve manevi tazminat için takibe konu olan ilamın boşanmaya ilişkin bölümünün kesinleşmesi gerekir. İlamın bu bölümü kesinleşmeden eklentileri niteliğinde olan tazminat ve faizleri istenilemez.
Ancak nafaka hususu farklıdır. Tedbir nafakasında, nafaka verilmesine ilişkin bir hükmün temyiz edilmesi, ilamın icrasını durdurmaz. Hatta nafaka alacağında, teminat karşılığı dahi ilamın icrasının durdurulması mümkün değildir. Tedbir nafakasının niteliği itibariyle kesinleşmesinin aranması hak kaybına yol açacaktır. Ancak boşanmadan sonrası için hüküm altına alınan ve eşe ödenmesine karar verilen nafaka, artık tedbir değil, yoksulluk nafakası olup, bu hüküm kesinleşmeden icraya konulamayacağı gibi, anılan nafakanın kaldırılmasına dair verilecek mahkeme kararı da aynı şekilde kesinleşmeden infaz edilemeyecektir.
Boşanma ilamında, nafakanın kesilmesine karar verilir ise, boşanma hükmü kesinleşmeden icra olunamayacağından, nafakanın kesilmesi hakkındaki kısım da ilam kesinleşmedikçe icra olunamayacak yani, boşanma ilamı kesinleşinceye kadar nafaka ödenmesi gerekecektir. Katkı payına ilişkin davalar her ne kadar aile hukukunda yer alsa boşanma ilamının eki niteliğinde olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin ilamlardır. Bu yüzden katkı payı alacağına ilişkin ilamların icraya konulması için kesinleşme gerekmemektedir. Aynı şekilde, boşanma kararında hükmedilen ziynet eşyası bedeli, boşanma kararının eki niteliğinde olmayıp, boşanma davasından bağımsız bir dava olduğundan kesinleşmeden takibe konulabilecek ilamlardandır.