Telefon konuşmalarının içeriğinin ceza muhakemesinde delil olarak kullanılabilmesi için somut olay ve olgularla örtüşmesi ve maddi olgularla desteklenmesi gerekmektedir. Söz konusu telefon konuşma kayıtları dışında yeterli ve kesin nitelikte herhangi bir delil yoksa sanık hakkında sırf telefon kayıtlarına dayalı olarak mahkumiyet hükmü kurulması mümkün değildir. Böyle bir durumun varlığı halinde ceza hukukunun genel ilkesi olan şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekmektedir. Ayrıca elde edilen telefon konuşmaları hukuka uygun yollarla dosya kapsamına dahil edilmelidir. Hakim kararı olmadan verilen iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması kararına dayalı olarak yargılama yapılması ve mahkumiyet hükmü kurulması da mümkün değildir. Zira yargılama makamı kararını, ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. İçeriğinden değişik anlamların çıkarıldığı telefon konuşmaları tek başına delil olarak hükme esas alınamaz. Mutlaka somut delillerle desteklenmesi gerekmektedir.
Yargılama sonunda mahkeme kararın gerekçesinde, telefon konuşmalarının gerçekleşen somut olay ve olgularla bağlantısının göstermek ve her sanığın hangi eylemiyle atılı suçu işlediği tartışılarak dayanaklarını açıklamak, ulaşılan kanaate göre sabit kabul edilen eylemlerin nitelendirilmesi gerekmektedir.