T.C YARGITAY 2. Ceza Dairesi Esas: 2017 / 4338 Karar: 2019 / 6128
Karar Tarihi: 28.03.2019
ÖZET: Sanık tarafından şikayetçinin zararının karşılanmadığı anlaşıldığından sanık hakkında koşulları bulunmayan .. sayılı TCK’nın … maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi Bozmayı gerektirmiştir
(5237 S. K. m. 53, 86, 168, 191)
DAVA: Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
İzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.07.2010 tarih ve 2009/1073 esas, 2010/440 sayılı kararı ile sanık hakkında hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararların 15.07.2010 tarihinde kesinleşmesinin ardından denetim süresi içerisinde 07.08.2013 tarihinde “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma” suçunu işlediği ve bu suçtan yapılan kovuşturma sonucunda…. 10. Sulh Ceza Mahkemesince 27.12.2013 tarihinde TCK’nın 191/2.maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbirine karar verilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın açıklanması için ihbarda bulunulması nedeniyle önceki hükmün açıklandığı, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi TCKnin 191. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle söz konusu hükmün yeniden değerlendirilmesi gerekmekte ise de; sanığın güncel adli sicil kaydı incelemesinde; denetim süresi içinde 17.10.2013 tarihinde işlediği TCKnin 86/2, 86/3-a maddesindeki kasten yaralama suçu nedeniyle İzmir 33.Asliye Ceza Mahkemesinin 18.12.2014 gün ve 2014/134 esas- 2014/305 karar sayılı ilamı nedeniyle hükmün açıklanması koşulları oluştuğu belirlenerek yapılan incelemede;
Gerekçeli karar başlığında ve hükümde suç adının iş yeri dokunulmazlığını bozma yerine konut dokunulmazlığını bozma olarak yazılması ve yine hükümde de sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 116/2-4 maddesi gereğince hüküm kurulduğu halde uygulama maddesinin sehven 116/1-4 olarak yanlış gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiş , şikayetçinin işyeri kapısını zorlayan sanığın eyleminin ayrı ayrı hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığını bozma suçlarını oluşturması nedeniyle suça vasıf verilirken TCK.nun 44.maddesi uyarınca fikri içtima hükümleri uygulanamayacağından mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamenin bu husustaki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş,5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
1-Sanık hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve taktirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin isteme aykırı olarak ONANMASINA,
2-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarına gelince;
Dosyada ve mevcut suç yeri araştırma ve inceleme raporlarında “sürgülü kapının kilit bölgesinde alet yardımı ile zorlandığının” 12.10.2009 tarihli tutanakta da “iş yerinin girişinde bulunan sürgülü alüminyum kapısının kilit bölümünün dış çerçeve tarafından sert bir cisimle zorlandığının kilit bölümünün dış çerçeve bölümünden 2 cm açıldığının kilit dilinin görünür durumda olduğunun ve alüminyum çerçevede eziklik görüldüğünün” belirtilmesi, şikayetçinin iş yerinin kapı penceresinde kırık olmadığını kilitlerinin sağlam olduğunu herhangi bir zararı bulunmadığını beyan etmesi karşısında mala zarar verme suçunun ne şekilde oluştuğuna dair sanığın mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak kesin delil elde edilemediği gözetilerek sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
3- Sanık tarafından şikayetçinin zararının karşılanmadığı anlaşıldığından sanık hakkında koşulları bulunmayan 5237 sayılı TCK’nın 168/1. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi
Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 28/03/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.