Hırsızlık ile cebir veya tehdidin birleşmesinden oluşan ve bir birleşik suç türü olan ve TCK’nın 148 ila 150. maddelerinde düzenlenen yağma suçunda korunan hukuki yarar, mağdurun malvarlığı, yani mülkiyet ve zilyetlik haklarıdır.
TCK m.148/1’e göre yağma suçunun oluşabilmesi için, bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden veya malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir ve şiddet kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılma, yani zorunda bırakma şartı gerçekleşmelidir. Yağma suçu teşebbüse uygundur. Suçun tamamlanabilmesi için, malın cebir veya tehditten dolayı faile teslimi veya failin malı almasına karşı koyulamaması ve bu yolla malın ele geçirilmesi gerekir. Maddenin 3. fıkrasında; mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilemeyecek ve savunamayacak hale getirilmesi yağma suçu bakımından cebir sayılmış, kanun koyucu bu özel hükümle TCK m.108’de tanımlanan ve fiziki kuvvet kullanma olarak belirlediği ‘cebir’ kavramının dışına çıkmıştır. TCK m.149’da ise yağma suçunun nitelikli halleri sıralanmıştır. Bunlardan en az birisinin icrası yağma suçunun cezasında arttırım sebebidir.
Yağma suçunun maddi ve manevi unsurları, 148. maddenin 1. fıkrasında açıklanmıştır. Buna göre yağma suçunun maddi unsurunun bir kısmını, amacı mağduru bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılma oluşturur. Gerekçede bu kısım; kullanılan cebir ve tehditle, kişiyi malı teslim etmeye veya malın alınmasına ses çıkarmamaya, yani sessiz kalmaya yöneltmeye elverişli olan icra hareketleri olarak açıklanmıştır.
Bir malın veya vasıtanın belli bir amaçla kullanılması için emanet edildiği (örneğin, okul taşıtı olarak), emanet edilen aracın içinde aynı zamanda aracı emanet eden asli zilyedin bulunduğu durumda, fer’i zilyedin silahını çekerek asli zilyedi aracı terk etmeye zorlaması ve sonrasında da araçla kaçması durumunda yağma suçu oluşmaz, çünkü fer’i zilyede bırakılmış, fer’i zilyedin kontrolü altında olup, malın alınmasına karşı koymamaya yönelik cebir veya tehdit de yoktur. Bu düşünceye göre, burada hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanma ve silahla tehdit suçları işlenmiştir. Diğer düşünceye göre ise, burada TCK m.148/1’de sayılan yağma suçunun unsurları gerçekleşmiştir. Fer’i zilyedin araçtan tehditle indirdiği kişi herhangi birisi olmayıp, malın o an zilyedi olmasa da malikidir. Fail tehditle malı teslime zorlamasa da, malın alınmasına karşı koymamaya asli zilyedi mecbur kılmıştır ki, bu nedenle yağma suçunun unsurlarından bahsedilmelidir.
Yağma suçunun basit şekli bir kişinin gündüz vakti hiçbir silah veya alet kullanmadan, kendisini tanınmayacak hale koymadan, bir suç örgütü üyesi olmadan, beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak bir kişiye karşı olmaksızın, başkasına ait bir malı cebir ve tehdit kullanarak alması gibi durumlardır. Senet yağması da suçun basit şekli olarak nitelendirilmektedir. Yağma suçunun en basit şeklinin cezası altı yıl ile on yıl arasıdır.
Suçun nitelikli halinden kasıt suçun daha ağır cezayı gerektiren şeklidir, suçun aşağıdaki hallerden biriyle işlenmesi gasp suçunun nitelikli bir şekilde işlenmesidir:
- a) Yağma Suçunun Silahla İşlenmesi
- b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle işlenmesi
- c) Birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi
- d) Yol kesmek suretiyle ya da konutta, işyerinde veya bunların eklentilerinde işlenmesi: Yol kesmek, seyahat özgürlüğü gibi hakları da ihlal eder. Yağma suçunun kapalı mekanlarda işlenmesi, insanların konut ve işyerlerinin daha dokunulmaz bir alan olması nedeniyle ağırlaştırıcı neden olarak kabul edilmiştir.
- e) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi: Akıl zayıflığı veya hastalığı bulunan kişiler, çocuklar, yaşlılar gibi kendisini savunamayacak durumda olan kişilere karşı işlenen yağma suçları açısından daha ağır ceza öngörülmüştür.
- f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi,
- g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,
- h) Gece vaktinde
Bu hallerde, gasp suçunun nitelikli şekli işlendiğinden suçun cezası da artmaktadır.
Yağma suçunun nitelikli hallerinden birinin işlenmesi halinde suçun cezası, on yıldan – on beş yıla kadar hapis cezasıdır. Hakim birden fazla nitelikli halin işlendiğini görürse suçun cezasını alt sınırdan ayrılarak belirler. Örneğin, mağdura karşı birden fazla kişi tarafından gece vakti silahla gasp suçu işlendiğinde yargıç alt sınır olan on yıl değil, alt sınırdan ayrılarak on iki yıl ceza verebilecektir. Hakim, hangi oranda alt sınırdan ayrılacağını belirlerken bazı kriterlere dikkat etmek zorundadır. Suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı, failin kastının yoğunluğu, failin amacı ve saiki ceza miktarının belirlenmesinde ölçü olarak alınacaktır.