Soruşturma veya kovuşturma evresinde müşteki, sanık, tanık, bilirkişi gibi süjelerin gerektiğinde zor kullanılarak savcılık, hakimlik veya mahkeme önüne çıkarılması mümkün olabilmektedir. Zorla getirme kararı ancak kararın verilmesine neden olan ilgili işlemin yapılması için gerekli olan süre dahilinde uygulanabilir. İşlemin tamamlanmasının ardından verilmiş olan zorla getirme kararı kendiliğinden ortadan kalkar. Müşteki, mağdur, sanık, şüpheli, tanık ve bilirkişiler hakkında zorla getirme tedbiri uygulanabilir.
Zorla getirme kararı kişilerin özgürlük alanlarına müdahale niteliğinde olduğundan kanun ile belirli şartlara bağlanmıştır.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu madde 146 uyarınca hakkında tutuklama kararı verilmesi ve yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler olan kişiler hakkında zorla getirme kararı verilebilir. Aynı şekilde ifade alma veya sorgu işlemi için çağrılıp da davete uymayan ve uymamanın sonucu olarak zorla getirileceği kendisine bildirilen kişiler hakkında da zorla getirme kararı verilebilir.
Soruşturma evresinde zorla getirme kararını verme yetkisi Cumhuriyet savcısındadır. Bazı hallerde Sulh Ceza Hakimliği tarafından da zorla getirme emri verilebilmektedir. Ancak kolluk kuvvetinin böyle bir yetkisi yoktur. Hakim yahut Cumhuriyet savcısı tarafından verilmiş olan zorla getirme emrinin yerine getirilmesinde görev alırlar. Kovuşturma evresinde ise zorla getirme kararı verme yetkisi hakim veya mahkeme başkanına aittir.
Zorla getirme kararı kişilerin özgürlük alanlarına müdahale niteliği taşıdığından, zorla getirme kararının icrası sırasında kişinin özel yaşam alanlarına müdahale edilemez. Kolluk kuvveti söz konusu kararı yerine getirmek üzere kişinin evine gittiğinde, evin içerisine girme ve arama yetkisine sahip değildir. Bunun için arama kararı gerekir ve bambaşka prosedürlere tabidir. Dolayısıyla kolluğun kamuya açık olmayan alanlara zorla getirme emrini uygulamak için girmesi mümkün değildir.
Hakim veya mahkeme tarafından zorla getirme kararı verildiğinde bu karara itiraz kanun yolunun genel hükümleri gereği tebliğ veya öğrenmeden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. 5271 sayılı CMK’ da Cumhuriyet savcısının zorla getirme emrine karşı itiraz kanun yolu düzenlenmemiştir. Ancak, zorla getirmenin kişi özgürlüğüne müdahale içeren bir koruma tedbiri olması nedeniyle, savcılığın zorla getirme emrine karşı da ilgili kişinin sulh ceza hakimliğine itiraz etme hakkı vardır.