5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda tanım olarak yer almayan ancak uygulamada karşımıza çıkan teknik ve fiziki takip kavramları, ceza muhakemesi bakımından oldukça önemli bir yere sahip olan delil elde etme yöntemlerindendir. Esasen ceza muhakemesi ile öngörülmüş olan ve koruma tedbirleri arasında yer alan ‘iletişimin denetlenmesi’, ‘gizli soruşturmacı’ ve ‘teknik araçlarla izleme’ tedbirleri bakımından teknik takip kavramı kullanılmaktadır. Fiziki takip ise suç şüphesi altında bulunan şüpheli veya sanığın, kamuya açık alanlardaki hal ve hareketlerinin, iletişim kurduğu kişilerin izlenerek delil elde edilmeye ve faillere ulaşılmaya çalışıldığı yöntemdir.
Teknik takip ile fiziki takip arasındaki en önemli fark, teknik takip kavramının kapsamında 5271 sayılı CMK 135-140. Maddelerinde düzenlenen koruma tedbirlerinin yer almasıdır. Delillerin elde edilmesi ve korunması, şüpheli veya sanığın kaçmasının engellenmesi gibi sebeplerle söz konusu tedbirler alınmaktadır. Bahsi geçen tedbirlerin uygulanması için ise kural olarak hakim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise savcılık tarafından verilecek olan kararın varlığı aranmaktadır.
Bunun yanında fiziki takip, yasal olarak bir düzenleme içerisinde yer almayan ve herhangi bir koruma tedbirine karşılık gelmeyen, tamamen kolluk kuvvetinin delil elde etme yöntemi olarak kullandığı bir tedbirdir. Ancak elbette kolluk kuvveti tarafından kullanılacak olan bu yetkinin kapsamı ve çerçevesi; CMK 160. Maddesinde yer alan genel soruşturma yetkileri ile düzenlenme altına alınmıştır. Buna göre bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısı kamu davası açmaya yer olup olmadığına karar vermek için işin gerçeğini araştırmaya başlar ve maddi gerçeğin araştırılması için emrindeki kolluk kuvvetlerinin yardımını alarak şüphelinin lehine ve aleyhine olan tüm delilleri toplayıp muhafaza altına alır.
Suçüstü hallerinde işin aciliyeti sebebiyle ve PVSK’ da yer alan yetkileri çerçevesinde kolluğun savcıya bilgi vermeden fiziki takip yapması mümkündür. Ancak işlenmiş bir suçun soruşturulması esnasında bu suça ilişkin delil toplama faaliyeti kapsamında kişinin fiziken takip edilebilmesi için savcılığın buna ilişkin emir ve talimat vermesi gerekmektedir. Aksi takdirde savcılık tarafından talimat olmadan yerine getirilen fiziki takip sonucu elde edilen deliller hukuka aykırı delil niteliğinde olacak ve yargılamada kullanılamayacaktır.
Yine fiziki takip ile, teknik takipte olduğu gibi kişilerin özel hayat alanlarına girilmesi mümkün değildir. Fiziken takip edilen bir kişi kendi özel alanına girdiğinde bu alana müdahale edilemez. Yalnızca kamusal alanda takip etme yetkisini kapsamaktadır.
Fiziki takip faaliyeti kolluk tarafından muhakkak bir tutanağa bağlanmalıdır. Soruşturmada yazılılık ilkesinin geçerliliği nedeniyle bu tutanakta yapılan faaliyetin tüm detayları ve elde edilen sonuçlara yer verilmeli ve daha sonra duruşma sırasında okunduğundan taraflara üzerinde tartışma ve içeriğine itiraz etme hakkı tanımalıdır.
Yine aynı şekilde teknik takipte de, belirli usul kurulları doğrultusunda yapılan bu faaliyet tutanağa bağlanmalıdır. Duruşmada, elde edilen ses kayıtları dinlenmeli, görüntü kayıtları izlenmeli ve diğer tutanaklar okunmalıdır. Dolayısıyla burada da teknik takip ile elde edilen tüm deliller duruşmada ortaya konularak tartışma ve itiraz ortamı tanınmalıdır.
Kişilerin gerek özel hayatına gerekse kamusal alandaki hayatına müdahale niteliğinde olan teknik ve fiziki takiplerin belirli süreler içerisinde yapılması gerekmektedir. Fiziki takip bir koruma tedbiri niteliğinde olmadığından kanunla belirlenmiş bir süresi de yoktur. Ancak, kolluk kuvveti fiziki takip faaliyetini, delilleri tespit edip suçu ve faili ortaya çıkarmaya yarayacak makul bir süreyle sınırlamalıdır. Dolayısıyla somut olayın özelliğine göre uzunca bir süre rahatsızlık vermeden ve soruşturma amacından sapılmadan uygulanmalıdır.
Bunun yanında teknik takip, koruma tedbiri olduğundan kanunda belli süreler dahilinde uygulanabileceği öngörülmüştür. Buna göre;
CMK madde 135’te yer alan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması şeklindeki teknik takip tedbiri en çok 2 ay için uygulanabilir ve bu süre ancak 1 ay uzatılabilir. Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hakim bu sürelere ek olarak her defasında 1 aydan fazla olmamak ve toplam 3 ayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verebilir.
CMK madde 139’ da düzenlenen gizli soruşturmacı görevlendirilmesi ile teknik takip tedbirinde herhangi bir süre olmamakla birlikte, suçun ortaya çıkarılması için gerekli olan süreden daha fazla araştırma yapılamaz.
CMK madde 140’ta yer alan teknik araçlarla izleme şeklindeki teknik takip kararı en çok 3 haftalık süre için verilebilir. Bu süre gerektiğinde 1 hafta daha uzatılabilir. Bir örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hakim bu sürelere ek olarak her defasında 1 haftadan fazla olmamak ve toplam 4 haftayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verebilir.