Tacir olmanın gerektirdiği dikkat ve özenin gösterilmemesi yani objektif özen yükümlülüğünün ihlali sebebiyle iflasa neden olunması halinde taksirli iflas suçu oluşur. Alacaklı olan kişilerin malvarlığı hakları korunan hukuki değerdir. Tacirlerin ticari faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekmektedir. Taksiratlı iflas halleri İİK’ nın 310. maddesinde sayılmıştır.
-Zararı için mantıklı sebepler gösteremezse,
-Evinin giderleri sınırı aşmışsa,
-Kumar yahut soyut şans oyunlarında ve borsa işlemlerinde çok fazla para harcamışsa,
-Borcunun, mevcudu ile alacağından çok olduğunu bildiği halde bu vaziyetinden haberleri olmayan kimselerden önemli miktarda veresiye mal satın yahut borç para almış ise,
-Ticaret Kanununun 66. maddesinin birinci fıkrasının 1 ila 3’üncü bentlerinde sayılan defterleri544 hiç veya kanunun emrettiği şekilde tutmamış ise;
-Mevcudu ile alacağından çok fazla olan miktar için senetler imza etmiş ise,
-İflas takibi sırasında mahkeme, iflas idaresi veya iflas dairesi tarafından çağrıldığı halde geçerli bir mazeret olmaksızın gelmemiş ise,
-İşlerini terk ederek kaçmış ise,
-Önceki bir konkordato şartlarını ifa etmeden yeniden iflasına hükmolunmuş ise,
-178’inci maddenin son fıkrası 545 hükmüne riayet etmeyip de bir sene içinde iflası gerçekleşmişse
-Failin, tacir olmanın gerektirdiği dikkat ve özen yükmüne aykırı davrandığı söylenebilir.
Sayılan haller tahdidi değildir. Örnekleme olarak öngörülmüştür.
Kişinin taksirli iflas dolayısıyla cezalandırılabilmesi için, tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesi sebebiyle iflâsına karar verilmiş olması gerekir. Alacaklının zarara uğraması, suçun oluşması için bir şart değildir. Fail, iflas kararı alınabileceğini öngörememekte, tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin göstermemekte ve iflasa neden olabilecek eylemleri ihmal ya da icra suretiyle iradi olarak gerçekleştirmektedir.
TCK’nın 168/1. madde uyarınca, taksirli iflas suçu tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.
Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilecektir.
Taksirle iflasa sebep olan fail hakkında iki aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Eğer suç bilinçli taksirle işlenmişse, TCK 22/3. maddesi gereğince taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.