Bir kimsenin mirasçısı olan kişiyi miras hakkından yoksun bırakmak maksadıyla satış yahut ölünceye kadar bakma sözleşmesi şeklinde göstermek suretiyle karşılıksız kazandırmalar yapması muris muvazaası olarak tanımlanır. Muris muvazaası olduğunu iddia eden saklı pay sahibi olan yahut olmayan tüm mirasçılar, dava açarak muvazaa nedenine dayalı resmi sözleşmenin geçersizliği ile tapu kaydının iptalini mahkemeden talep edebilir. Muris muvazaası davası herhangi bir zamanaşımı yahut hak düşürücü süreye tabi olmaksızın, miras bırakanın ölümünden sonra her zaman açılabilir. Söz konusu davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi, yetkili mahkeme, genel yetkili mahkeme olan davalının yerleşim yeri mahkemesi olup, eğer dava konusunu oluşturan mal varlığı değeri bir tapulu taşınmaz ise, bu taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.
Muris muvazaasının varlığı için aranan şartlardan birisi görünüşte bir sözleşme olmasıdır. Miras bırakanın, mirasçılarını aldatarak miras haklarından mahrum bırakmak maksadıyla yaptığı ve gerçek iradesine uygun olmayan bir sözleşme olmalıdır. Örneğin tapu memurunun önünde yapılan satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi, muris muvazaasının görünüşteki işlemidir. Bu sözleşme ilişkisinde anlaşmanın tarafı olan üçüncü kişi miras bırakana söz konusu taşınmazın bedelini ödemez yahut tapuda belirlenenin altında bir bedel öder. Böylelikle, mirasçıların tenkis davası gibi hukuki yollara başvurması engellenmeye çalışılır.
İkinci şart muvazaa sözleşmesinin varlığıdır. Miras bırakan ile karşı tarafın, görünüşteki işlemin, üçüncü şahısları aldatmak için yapıldığı, gerçekte hüküm ve sonuç doğurmayacağı konusunda anlaşmaya vardıkları sözleşmedir. Herhangi bir şekle tabi değildir.
Üçüncü şart görünüşteki işlemin karşı tarafı miras bırakanın mirasçılarından ise diğer mirasçıların, farklı bir şahıs ise tüm mirasçıların aldatılması amaçlanmalıdır. Muvazaalı temliğin yapıldığı esnada mirasçısı olsun veya olmasın, ölüm tarihinde mirasçı sıfatı olan herkes muris muvazaası iddiasıyla dava açma hakkına sahiptir.
Son şart gizli işlemin varlığıdır. Miras bırakan ile karşı tarafın gerçek iradelerini açıkladıkları ancak diğer mirasçılardan sakladıkları bağış sözleşmesidir. Muris muvazaasında bu gizli işlem, bağışlamadır. Muris muvazaasında görünüşteki işlem, tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığı için geçersizdir, gizli işlem ise gerekli şekil şartlarını taşıması durumunda tarafların iradelerine uygun olması dolayısıyla kural olarak geçerlidir.
Muris muvazaasına dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davasında miras bırakanın gerçek iradesi araştırılacaktır. Burada; murisin ve miras bıraktığı kişinin mali durumu, aile içi ilişkiler, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı bir nedeninin olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer farkı gibi hususlar incelenir. Yapılan işlemin muvazaalı olduğu kanaatine varılırsa tapuda yapılan temlik işleminin iptaline karar verilerek satış işlemi hiç olmamış gibi yasal mirasçılar tapu siciline mirasçı olarak kaydedilecektir.